17 Mayıs 2013 Cuma

this is the life.


Otobüsün sesinden, kulaklığından geliyor olduğunu umduğun müzik sesini duyamazsın. 
Örgü örüp aynı zamanda film izlemek istersin, ama örgü örerken alt yazıyı takip etmeyi unuttuğundan, iğrenç seslendirilmiş dublaja boyun eğersin.
Ama huzurlusundur;
Her an göktaşı düşebilir, yarın abin gelebilir, uzaylılarla odanda nesi var oynayabilir, birazdan istanbulda yaşamaya başlayabilir, bir arkadaşın sana sürpriz yapabilir, miden bulanma işini erteleyebilir, aşık olup evlenebilir, hatta bir oğlun olabilir, bir yerlere gidip çılgınlar gibi şarkı söyleyebilir, dağ bayır demeden günlerce bisiklet sürebilir, sevdiğin adam seni arayıp telefonda saçmalayabilir ve sen yarından itibaren domates yetiştirmeye başlayabilirsin.

-umudunu kaybetme.

1 yorum: