18 Aralık 2011 Pazar

babaanne tadında*


Evin huzuru, kokusu, salonun en ihtişamlı koltuğu babannenin eve dönüşüyle belli eder kendini. O dağ gibi yumuşak bir cesur çınar, al yanaklı pamuk yürekli anadolu kadını ne zaman adım atsa evimizin kapısından, aynı heyecanı aynı mutluluğu yaşarım çocukluğumdan beri. Babaannem evimize sohbeti muhabbeti getirir o muhterem ayaklarıyla.

Her geçen sene, bir bayram öncesi, bir yaş daha yaşlanmasını beklerken, o hep kalmasını istediğim gibidir. Şuncacık ömrümde ihtişamı, alt etmeyi, iktidarı, kibele kadar güçlü olmayı ve dahi yıkılmazlığı simgelemiştir hep.
Dağ gibidir.
Yılların yorgunluğunu, acısını taşır elindeki yüzündeki çizgilerde. Hep şikayet eder ama hep güçlüdür.

Onun gelişiyle eve dolan heyecan, neşe bayramın gelişiyle de kat kat büyür.
Bayramın rutinleşen sıkıntılarından çok, her geçen gün eski bayramlara duyulan özleme inat daha çok gelmesini isterim onun.

 Öyle büyüktür ki gözümde, ben ölene dek içimde hiç büyümeyen çocuğun babaannesi olarak kalacağını düşünürüm. Hala her dizine yatışımda saçlarımı okşayacağını bilir, eskilerden yanık bir türkü mırıldanışını beklerim usulca.
Hep küçüklüğümden beri bildiğim gibidir. Kokusu, sesi, oturduğu yerden bir sağa bir sola sallanışı.
Oturduğu koltuk babannemin bizde kaldığı süre boyunca başka kimseyi oturtmaz.
Yemek vakti önce evin babannesi çağırılır sofraya. En güzel yere oturtulur, etin en lezzetli ama en yumuşak yeri (gerekirse küçük küçük bölünüp babanneya uygun hale getirilir) ekmeğin en tazesi ama en yumuşak yeri konulur önüne. Çay onun için açık doldurulur, şekeri önceden atılıp karıştırılır.
Evin tüm fertleri, ona hizmet etmenin, onu rahat ettirmenin mutluluğunu yaşar.

Ne kadar çok yesem de hep az yediğimden, sıkı sıkı giyinsem de incecik giyindiğimden şikayet eder. Omzum ağrıyor babaanne, başım ağrıyor der demez; dizinin önüne oturmuş o mübarek ellerle ağrıyan yerlerime masaj yapılırken bulurum kendimi. Dışardan her gelişimde "üşüdün mü, soğuk mu" der, cevap vermeme fırsat bırakmadan üşümüş ellerimi avcunun içine alır ısıtır.

Her dakika dua eder, tüm torunlarına, evlatlarına, gelinlerine, hastalarına, kaybettiklerine. Uyanınca, akşam yatarken, yemekten önce, yemekten sonra, dizine her yattığımda, yanına her sokulduğumda, o dağ gibi anadolu kadını, evlatları torunları için şükreder.



iyiki benim babannem, iyiki.


15 Aralık 2011 Perşembe

ne istiyorum analizi


Aylardır insan gibi bir hayat sürmediğim gerçeği, daha ne kadar böyle süreceği konusunda beni endişeye düşürüyor. Oturduğum yerden endişeye düşecek kadar kendime duyarsız biri olmadığım için, üşenmedim oturup ne istiyorum' un analizini yaptım;


1.Öğrenci olduğumu gerçekten birilerinin hatırlatması gerek mesela; derslere girmem gerektiğini, hocalarla dersler hakkında sohbet etmem, defter kitap gibi şeyler taşımam gerektiğini birilerinin hatırlatması gerekiyor. Zira ara sıra kendimi öğrenci kimliğime bakmak zorunda hissediyorum

2.21 yaşında aklı selim tüm yaşıtlarım gibi gezmek, tozmak sinemaya tiyatroya gitmek, sosyal aktivitelere katılmak istiyorum fakat tüm bunları yapmayı deli gibi istediğim halde, hiçbirini yapamıyorum.

3.Yeterince sevdiğim, beni seven arkadaşlarımın var olduğunu düşünürsek, her normal gencin ihtiyaç duyduğu gibi arkadaşlarla bir araya gelip saç boyama muhabbeti, dedikodu yapma, kilo aldım kilo vermişsin sohbetleri ,ay çok özlemişim diye sarılmalar kıkırdamalar ve olmazsa olmaz aşk mevzularıyla boş yere vakit öldürmek istiyorum

4. Normal bir insanın haftada bir kere de olsa isteyerek/istemeyerek yaptığı gibi, uykulu gözlerle izlemeye maruz bırakıldığım programlar (müge anlı ve doktorum v.b.) bittikten çook sonra uyanmak istiyorum.

5.Bir taraflarım ağrımamış, kolum bacağım hamlamamış, tutulmamış, ayaklarım oradan oraya koşturmaktan su toplamamış şekilde uyanmak, sonra bir daha uyumak istiyorum.

6. Mümkünse uzun bir süre fakülte sekreterimiz Salih bey'i, Ayfer abla'yı, Kadir abi'yi, süper güvenlik Nihal abla'yı görmemek, cebimde kar-yön odasının anahtarından başka bir anahtarın üvey evlat muamelesi gördüğü anahtarlığı taşımamak, 100.yılın yakın çevresinden uzun bir süre geçmemek istiyorum.

7.Yaşam'daki yeşil koltuklara oturup boş boş geleni geçeni seyretmek istiyorum.

8.Birazcık da huzur istiyorum yüksek müsadenizle.

saygılar.

7 Aralık 2011 Çarşamba

dum spiro spero


evett, hala bana bir kutu+bir kutu daha bonibon alabilecek birileri var hayatımda. Mutluluk kaynağımın tümünü bir çırpıda ağzıma boşaltmadan tek tek tane tane yedim bugün, yarına da bıraktım biraz belki ihtiyaç olur diye..teşekkürler sayın ekici ;)

ve teşikkkürler bal böceği :*



bkz:dum spiro spero