8 Mayıs 2012 Salı

elif der ki..

"onlara baktıkça hayatta "ilerleme" diye bir şey olmadığını anlıyordu. ellisindeki insanlar bu kadar kusurlu, böylesine çocuksa, on sekizinde büyümek için çabalamaya gerek kalmıyordu. 
demek ki bazı şeyler değişmiyordu hayatta: suratsız bir ergen isen, suratsız bir yetişkin, suratsız bir orta yaşlı, suratsız bir ihtiyar ve suratsız bir ölü oluyordun. şablon kalıcıydı. belki kulağa az biraz karamsar geliyordu ama en azından insanın beyhude yere mükemmellik aramaması gerektiğini gösteriyordu.
 yaşadıkça düzelmiyordu hayat, tıpkı yaşlanmakla büyümediği gibi kişinin. 
bu da bir teselliydi sonuçta. zamanla hiçbir şey değişmeyeceğine ve bu kusurluluk hali baki olduğuna göre asya da aynen olduğu gibi kalabilirdi. 
olanca kusurluluğuyla..."




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder