10 Eylül 2012 Pazartesi

bal böceği's depressed


 Pazar günü, saat 13.00 de uyandı bal böceği, göz kapakları şiş, yüzü şiş, içi şiş.... Bir of çekti ve yıktı dağları, istemedi kalkmak yatağından, ama uykusu yoktu geç yatmasına rağmen; yüzünü yıkadı ayılmak için, “Şu tipine bi el atmak lazım bal böceği...” dedi aynadaki kendisine...

Dolabı açtı... Dolap doluydu aslında, aşağıdaki sebzelerle bir sote hazırlasa çok güzel olurdu, ne de olsa annesi akşama pişirilecek olan sebzeleri mutlaka hatırlatacaktı, ama üşendi bal böceği... Üst rafların birinden mısır gevreği alıp boca etti bir kaseye, sütü ekleyip ilk lokmayı tattı mutfakta... Ayaklarını yere süre süre bilgisayar odasına gitti, açtı bilgisayarını. Önceki akşamdan kalma notlarını, kitaplarını, karalamalarını bir kenara itti yer açılsın diye; hala yer kaplayan üç dosyayı aşağıya bıraktı... dağınıklıktan ve kalabalıktan  rahatsız olabilirdi normalde ama umrundamıydı diye sorun bir önce...

Facebook... mailleri...twitter.. blog. Birkaç film izledi, kenarda duranlardan. Saate baktığında 19.30 yazdığını fark etti. Hayret etti biraz... ama biraz. Erken kalkacaktı, kahvaltı hazırlayacaktı, evi temizleyecekti, dışarı çıkıp yürüyüş yapacaktı, o gördüğü tarifi yapacaktı; bugün çok şey yapacaktı yani, söz vermişti kendine... Bir of daha çekti ama dağ kalmamıştı ki...

Kitabını alıp bahçeye çıktı bu sefer; sadece elma aldı yanına, bir de üzüm. Yerken okudu... 150 sayfa. Mesaj geldi sonra, yarın yapılacakları not etti telefonuna. Usulca kalktı oturduğu minderin üstünden, oturdu bilgisayara, 2 saat içinde halletti tüm işlerini.

Gece yarısı olmuştu bile....

Yarın yapardı temizliği, yürüyüşü de yarın yapardı. Şimdi çok geç olmuştu, uyumalıydı, sabah erken kalkıp işlerini halletmeliydi.  Komodini üzerinde duran mp3 çalarına baktı, yarın dinlerdi yeni müzikleri. Duş alsam mı dedi, sabah alırdı. Uyumadan önce bir şeyler yazsam mı dedi, yarın yazardı...

Yatar yatmaz daldı uykuya.
Rüya bile görmedi biliyor musunuz?
Yarın görürdü..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder