9 Aralık 2012 Pazar

bir çift kapak.




-Yazıyorum, daha fazlasını istiyorum, daha fazla yazmayı. Sayfalarımdaki cümle haline gelmiş kelimeler bir zaman sonra karınca gibi oluyorlar. Sanki yürüyorlar, ilerliyorlar. Parmağımı bastırmak istiyorum, ya gerçekten karınca iseler, ya öldürürsem diye vazgeçiyorum. Okumaya devam ediyorum sonra, uzaktan.

-Bu güne kadar okuduğun en iyi kitap, henüz yazmamış olduğun kitaptır bal böceği. Onu dışarı çıkartmanı sağlayacak kelimeleri hiçbir zaman tam olarak bulamazsın..
 Okuduğun ve sevdiğin kitapları neden sevdiğini düşünürken en sevdiğin kitapların kafanin icine henüz yazmadığın kitaba en yakın duran kitaplar olduğunu fark edersin.
Kurulan cümlelerin, halihazirda içinde bir yerde kurulu halde oynaşan ve öncelikle senin tarafından okunmayi bekleyen cümlelere benzerliğinden heyecanlanırsın.
Bu kitapları okumak, sadece senin duyabildiğin ve kimseye anlatmayı beceremediğin bir sesin, başka seslerin yankısı olabileceğini, onlarla uyumlu olabileceğini hissettirerek, kafandaki kitabin sayfaları arasında taşıdığın yalnızlığın da etkisini azaltır.
 Bir kitabin, insana bilmediği bir şeyi göstermekten, öğretmekten çok daha büyük bir işlevi vardır. Satırlar, kelimeler, noktalar, soru işaretleri, kitabin dışındaki "gerçek" hayatin dehlizlerinde saklı halde duran düşleri, hisleri ve bir geleceği açığa çıkarır.
Her gün ayni pencerenin çerçevesinden ayni şekilde görüldüğü için artık heyecanlandırmayan bir manzaraya yeni bir gözle bakmana neden olur. Bu yeni gözler, yeni bir hayata giden yolu da görür.
O yolun dışında kalan ve inatla insanin hayatına nüfuz eden kötücül, tahripkar, gereksiz duygular ve anları da geride bırakır. Sadece kitapları bağrınıza bastırabilirsiniz, sadece orada yazan sözcükler olabildiğince bağırır.

Bir kitap, bir hayati, alt edebilir."


Kitaplarım.
İki kapak arasına harflerden yeni bir dünya yaratan kağıtlar..
Hayatını yazmaya adayanların, hayatını, okuduğunu yaşamaya adayanlara hediyesi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder