6 Ekim 2011 Perşembe

özgür kaplumbağa

bugün odama girince bir telaş, hafiften bir tırsma, inceden bir üzüntü, gözümün içine yavaştan dolan bir damla yaş. Sebebi minik su kaplumbağamın yerinde olmayışı.

Bir su kaplumbağasının doğal şartlarda küçük akvaryumunda, suyun içinde uslu uslu yatıyor olması gerekirken boyunun neredeyse iki katı derinliğindeki akvaryumundan tırmanması, zıplaması, hoplaması, suyun kaldırma kuvvetini falan kullanması mümkün değilken, nereye gitmiş olacağı konusunda saçma sapan ihtimaller beynimin içine akın akın dolmaya başladı. Şimdilik, evde kaplumbağamı yiyebilecek başka bir canlı da barınmadığına  göre.

Yatağımın altının en arka ucuna saklanan kaplumbağamı bulmadan önce daha olası köşe bucakları aradım doğal olarak. Masamın altı kalorifer peteğinin arkası falan gibi.
Muhtemelen ben akşam akşam oracıkta ecel terleri dökerken o yatağın altına pısmış bana kıs kıs gülüyordu. Elimde el feneriyle yatağımın tozlu köşelerinde onu arayışım hoşuna mı gidiyordu ki beni böyle üzdü,
yerinden memnun değilmisin diye kaç kere de sordum halbuki
Çok sinirliyim şu an sana çok.
Bugün ceza olarak fazladan 2 yem yiyeceksin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder